Malumunuz Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal AKParti’ den istifa etti. Kısa bir basın toplantısı sonrası kamuoyunun duyduğu bu haber aslında sürpriz olmadı.

Neden mi?

Çünkü Hüseyin Uysal siyasi hayatında aday gösterilmemesi üzerine CHP’den istifa etmiş, akabinde AK Parti’den belediye başkan adayı olmuştu. O günün şartları bunu gerektiriyordu, bugünün şartları da bunu gerektiriyor diye düşünebilirsiniz.

Ancak unutmamamız gerekir ki siyasi hayat bir duruş gerektirir.

Hüseyin Uysal’ın CHP’den istifası üzerine, parti kararlarına saygı duyan AK Parti seçmeni gösterilen adayı desteklemiş, etrafında kenetlenmiş ve yıllardır başkanlık yapan Halil Posbıyık karşısında zafer kazanmıştı.

Bugün ise AK Parti Genel Merkezinin dolayısıyla Reis’in verdiği karar üzerine teşkilatçı kişiliği ile tanınan, AK Parti’nin girdiği tüm seçimlerde maddi ve manevi desteği ile sahalarda olan, bütünleştirici yapısı ile dikkat çeken Erol Şahin belediye başkan adayı olarak belirlendi.

Zaten geldiğimiz noktanın başlangıcı burasıdır.

Düne kadar Reis’in yanında olan Hüseyin Uysal, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararını beğenmemiş olacak ki verilen aday kararı üzerine başkaldırır gibi istifa etti. Hem de “Recep Tayyip Erdoğan’a olan sevgim ve saygım ömrüm boyunca devam edecek” diyerek.

Peki, aslında ne oldu?

Bir kalbe iki sevgi sığmadı;

Hüseyin Uysal, “sevgi ve saygım ömür boyu devam edecek”dedi ama çok sevdiğini belirttiği Genel Başkanının kararlarını beğenmeyerek, koltuk ve makam sevgisi ile kibrine yenilerek Belediye Başkan adayı Erol Şahin’in yanında yer alma cesaretini gösteremedi.

Daha önce yaptığı gibi bir siyasi duruşu olmadığını, çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yaptığını bir kere daha göstermiş oldu.

Zamanında kendisine destek olanlara destek olmayarak ahde vefa duygusuna sahip olmadığını gösterdi. Aslında hiçbir zaman AK Partili olamadığını gösterdi.  Bu saatten sonra kendini aday gösterecek bir parti bulsa bile unutulmaması gereken dün CHP’de, bugün AK Parti’de ne yaşadıysa çıkarlarına ters düşen durumda orada da aynı şeyler yaşanacaktır.

Gülistanın kıymetini bilmeyen bülbül, güllerin dikenine takılır.

Sonuç itibariyle Hüseyin Uysal hiçbir zaman bülbülü olmadığı gülistandan ayrılmış oldu. Hem de “gül kokusu duymadım, güllerin çok dikeni vardı” diyerek.