Hepimizce sıkça duyulan bir cümledir. Giderek maddiyata dönen Dünyada insanlar artık istediklerini ele geçirmek için her şeyi yapabilecek duruma gelmişlerdir. Ve bu herkese normal gelmeye başlamıştır. Oysaki bu anlayış insanları yanlış yönlere sevk etmektedir.

Bugünlerde kamuoyunu meşgul eden konu, yerel seçimlerdir. Oluşan koşullar, şirin Ereğli’mizi siyasette hareketli günlerin beklediğini göstermektedir.

Şu ana kadar Belediye Başkan adayı olarak AK Parti ve MHPisimleri açıklarken, CHP adayını henüz açıklayamadı. Mevcut belediye başkanı ise aday gösterilmemesi üzerine partisinden istifa etti.

Ortam bir anda alevlendi.

Yerli mi, yabancı mı? Söylemleri çıktı bir anda ortaya. Açıklanan isimler üzerinden yerli, yabancı ayrımı yapılmaya başlandı. Ama adayların burada doğup, büyüdüğü, çalıştığı, yanında işçi çalıştırdığı yok sayıldı. Bu söylemleri dile getirenlerin unuttuğu bir diğer konu, hastaneye gittiklerinde bu doktor Ereğlili değil deyip muayene ve tedavi olmaktan vazgeçip vazgeçmedikleri. Hiç kimsenin göz ardı etmemesi gereken biz Türk Milletiyiz ve burada kazanıp, burada harcayan herkes buralıdır.

Bir yıkım gerçekleşti, kaçak yapı ise Belediye Başkanının yeni aklına geldi ki yapı yıkıldı. Burada değinmek istediğimiz konu kaçak yapıların yıkılmasının yanlış olması değil, kaçak ise bugüne kadar niye yıkılmadığıdır.

Mevcut Belediye Başkanı, Genel Maden İşçileri Sendikası Armutçuk Şubesi’nin genel kurulunda “Zafer öldürdüklerinle değil, korkuttuklarınla kazanılır. Ben hiçbir şeyden korkmuyorum” dedi.

Bu bir mesaj mıydı?

Acaba “korkmuyorum” diyerek birilerini korkutmaya çalıştığını mı itiraf ediyor.

Yapılan algı operasyonları ‘AK Parti adayının kazanması durumunda belediyeden işçi çıkarılacağı’ yönündedir. Peki,taşeron işçilerin kadroya geçmesini sağlayan siyasi iktidar kimdir? Taşeron işçileri kadroya alan bir siyasi iktidar, neden insanları ekmeğinden etsin?

Bırakın insanlar Anayasal olarak kazandıkları hakları kullanmaya devam etsinler. Ereğli insanının bu tehditlere boğun eğeceğini de düşünmüyoruz.

Peki, bundan sonra ne olacak?

Seçimi kazanmak için bütün adaylar her şeyi mubah görerek,ellerinden gelen her şeyi  yapacaklar mı? Böyle bir siyasi ortam oluşursa kim kârlı, kim zararlı çıkar bilinmez. Ancak siyaset, özellikle de yerel siyasetin bir ahlakı olmalı, olmalı ki bu şehirde yaşayan insanlar olarak adaylar birbirinin yüzüne bakabilsin.

Psikolojik olarak biten şirin Ereğli’mizin halkı ötekileştirilmesin, istedikleri, Ereğli’ye faydası dokunacağını düşündüğü adayı desteklesin.

Sonuç olarak unutmamız gereken şey;

Sadece zaruriyetler haramı mubah kılar. Makam mevkii sahibi olmak zaruriyet değildir.