
HAYATINIZ EŞİNİZDİR!
23 Temmuz 2019 15:51:48
Değerli Okurlarım,
İyi bir aile; sevgi, güven, fedakârlık ve hoşgörü temellerine dayanır. Bu temellerden birisi sarsıldığı takdirde, aile kurumunda depremler başlar. Bu yüzden evlenen çiftler, Allah rızası için birbirini sevmeli ve birbirine güvenmelidir. Yoksa birbirinin kusurunu araştıran eşlerin arasındaki sevgi ve saygı azalır, mutsuz ve gürültülü günlerin temelleri atılmış olur. Oysaki sevgili Peygamberimiz ‘‘Koca zevcesini su-i zanna konu ederek ona baskı yapmasın, hanımını gizli teftiş etmesin’’ buyurmuştur.
Nitekim ‘‘Aile’’ denilince, sadece karı-koca arasında kalması gereken sırlar da olacaktır. Bu sırları üçüncü kişilere açmamak gerekir. Sırlarını başkalarına açarak birbirlerini güç ve gülünç duruma düşüren eşler, sonunda pişmanlık duyacaklardır. Unutulmamalıdır ki; söz ağızdan çıkıncaya kadar sizin esiriniz, ağızdan çıktıktan sonra da siz sözünüzün esiri olursunuz.
Kıymetli Dostlarım,
Aile kutsalımızdır. Hem bey, hem de hanımefendi, bu kutsalda eşit konumdadır. İslam’ın tavsiye ettiği erkek; kazandığını karısı ve çocuklarıyla huzur içinde yiyendir. Malını ailesinin dışında boş hevesler peşinde harcayanlar, iyi bir aile reisi olamazlar. Efendimiz (SAV); ‘‘Kişinin ailesini zengin bırakması, başkasına muhtaç bırakmasından daha hayırlıdır’’ buyurmuştur. İyi bir aile beyini tarif ederken ise; ‘‘Erkeğin en hayırlısı, kadına en iyi davranandır’’ tavsiyesinde bulunmuştur.
Aile görevi karşılıklıdır. Evi, eşi ve çocukları için alın teri döken erkeğe, aynı duyarlılıkta bir hanımefendi ve evlatlar gerekir. Peki iyi bir hanım nasıl olmalıdır? Öncelikle temiz, ehli namus, saygılı, anlayışlı ve sabırlı olmalıdır. İyi bir hanım; annesine-babasına, kardeşlerine, dostlarına ve akrabalarına kıskandırmayacak şekilde kocasının özelliklerini anlatabilir ama asla hatalarını ve kusurlarını anlatmamalıdır. Elbette ki bu erkekler için de geçerlidir. Durum böyleyken, karısının veya kocasının özelini, sırrını arkadaşlarına anlatan sözüm ona! erkek ve kadınları anlamak mümkün değildir…
Sevgili Dostlarım,
Yazımı uzatmadan, konumuza örnek tutan ve çok anlamlı olduğunu düşündüğüm şu hikâye ile bitirmek istiyorum. Elbette hikâyeler eleştirilebilir ancak önemli olan onlardan gerekli dersi çıkarabilmektir. Yani mesele kıssadan hissedir…
Evvel zaman içinde, memleketin birinde 80-90 yaşlarında oldukça dinç, yaşını göstermeyen genç görünümlü bir adam yaşarmış. Çevresinde bulunan herkes ona çok özenir ve ‘‘Bu gençliğin sırrı nedir?’’ diye sorarlarmış. İhtiyar Delikanlı, bu sorulara hep gülüp geçermiş. Ama bu sorular devamlı şekilde sorulmaya başlayınca, cevap vermek istemiş, herkese kolayca bu gençliğin sırrını nasıl anlatabilirim diye plan yapmış. Gençlik sırrını merak edip kendisine soru soranların tümünü, evine yemek yemeye davet ederek, ‘‘bu davette size sırrımı açıklayacağım’’ demiş.
Herkes merakla davete gelmiş. Yemekler yenilmiş, içilmiş, sohbetler edilmiş vakit iyice geç olmaya başlamış. Ama gençlik sırrı ile ilgili tek kelam edilmemiş. Herkes konu ne zaman açılacak diye merek ederken, İhtiyar Delikanlı hanımına seslenmiş:
- ‘‘Hatun, sana zahmet, kilerden bir karpuz getirir misin!’’. Tıpkı beyi gibi genç görünümlü, eli yüzü nurlu olan hanımı, hemen doğrulmuş, kilere giderek kaş ile göz arasında bir karpuz getirmiş. İhtiyar Delikanlı eliyle tık tık vurarak karpuzu kontrol etmiş, sonra da:
- ‘‘Bu olmamış hanım, güzel çıkmayacak, sana zahmet başka getirir misin’’ demiş. Hanım karpuzu götürmüş, bir tane daha getirmiş. Adam onu da bir yoklamış, yine beğenmemiş.
- ‘‘Hanım, yine sana zahmet olacak ama bu da olmamış başka bir tane getirir misin’’ diyerek, başka bir karpuz istemiş. Herkesin meraklı bakışları arasında bu böyle üç dört kez tekrarlanmış.
İhtiyar Delikanlı, beşincide karpuzu beğenmiş ve karpuz kesilmiş, misafirlere ikram edilmiş. Herkes karpuzunu afiyetle yerken, evin hanımefendisi tebessüm içerisinde misafirlerin meraklı bakışlarını izlemiş. Tam bu sırada İhtiyar Delikanlı misafirlerine;
- ‘‘Arkadaşlar benim gençliğimin sırrı işte bu, anladınız mı?’’ demiş.
Herkes bir şey anlamadığı için birbirine bakmış. ‘‘Aman dede demişler, nerdeee? Anlamadık biz bu sırrı!’’. İhtiyar Delikanlı gülmüş:
- Efendiler! O yediğiniz karpuz kilerde bir taneydi, yani tekti. Ben hanıma git de başka getir dedikçe, o kilere gidip geliyor, aynı karpuzu getiriyordu. Sizin de şahit olduğunuz gibi; bir kere bile ‘‘Aman be adam, deli misin nesin, kilerde başka karpuz mu var, şu tek karpuzu bana defalarca niye taşıttırıyorsun’’ demedi. Beni sizin önünüzde mahcup duruma düşürmedi. Evliliğimiz boyunca hiçbir zaman sırrımı ifşa etmedi. İşte ben bütün gençliğimi bu hanımıma borçluyum. Biz birbirimizi başkalarının önünde asla zor duruma düşürmeyiz. Aile içindeki sıkıntıları dışarı yansıtmayız. Hep birbirimize dert ortağı oluruz. Birbirimizle ilgili olan problemleri yine birbirimize anlatırız. İyi kötü her olayı da birlikte paylaşırız’’ demiş.
Dostlarım,
Unutmayalım ki; bir aile beyi veya ailenin hanımefendisi için, hiçbir görev ve hiçbir vazife aile vazifesinden daha önce ve daha önemli olamaz. Nafile ibadetler bile karı-kocanın birbirine olan görevinden sonra gelir.
Son söz: Unutmayın beyler, hayatınız seçtiğiniz kadındır. Hanımefendiler siz de unutmayın, hayatınız seçtiğiniz beydir. Allah yeni evlenecek kardeşlerimize doğru tercihler yapmayı nasip eylesin. Kalın sağlıcakla.
Dr. Metin AVCI
Kdz. Ereğli Belediyesi
Teşekkürler sayın hocam. Bu veciz güzel aydınlatıcı bilgilerinizden istifade ediyoruz.Tebrikler.e.Almanyadan selamlar
Konu çok anlamlı. Tebrik ederim ve bu şekilde yazılarınızı hergün bir tanesini okumayı düşünüyorum.
Öncelikle tebrik ederim,aile bizim yapı taşlarımızdan bir tanesidir.ailesiz bir insanın meyvesiz bir insandan farkı yoktur.cok güzel ve aydınlatıcı olmuş.tekrar başarılar temenni ederim hocam
İçeriği çok anlamlı biz yazı.hepimizin hayatımıza uygulamasını dilerim.
Şahane bir makale ...içindeki hikaye de gerçekten muhteşem.Yaşamın içinde olması gereken de bu işte.Çok teşekkürler oğlum,iyi ki varsın,iyi ki senin öğretmenin olmuşum.Senin gibi din adamlarına öyle çok ihtiyacımız var ki.Sevgi ve selamlarımla sana ve güzel eşine hep mutlu olun ve genç kalın diyorum.
Çok güzel ve eğitici nasihat alınacak ve aile hayatının daim olmasını sağlayacak reçete