
ÜÇ DÜŞMAN
21 Eylül 2019 12:10:10
Kur’ân-ı Kerim, geçmiş ümmetlerin ve peygamberlerin hikâyelerine yer verir. İmam Mâturîdî Hazretleri, Allah Teâlâ’nın peygamberler göndermesinin hikmetini; insanlık âleminin zamanla içine düştüğü hurafelerden onları kurtarmak olarak açıklamıştır. Son peygamber Hz. Muhammed ve onun tebliğ ettiği Yüce Kur’ân’a sarılan hurafelerden de uzak kalacaktır. Ancak bugün içinde bulunduğumuz durum insanlık âleminin hurafelerden kurtulamadığını, bilakis hurafeler içinde boğulduğunu göstermektedir.
Peygamber kıssalarını dikkatlice okuduğumuzda, din düşmanlarına karşı uyanık olmamız gerektiği bizlere öğütlenir. Mesela Hz. Musa’nın kıssası anlatılırken, din düşmanı olan üç şahsiyet karşımıza çıkmaktadır. Firavun, Hâmân ve Kârûn.
Firavun, kendisini hayatın her yönüyle sahibi sanan ve ilahlık iddiasında bulunan din düşmanıdır.
Hâmân ise, kutsal olanla ilişkileri elinde tuttuğunu söyleyen ve bundan çıkar sağlayan Başrâhip’tir.
Üçüncü din düşmanı ise, Allah’ın kendisine verdiği nimetlerin emanet olduğunu unutan, zenginlik sarhoşu ve kibir timsali Kârûn’dur.
Değerli Okurlarım,
Bu üç düşman bugünde hayatımızın içinde, bir şekilde gerçek rollerini yaşamakta ve bizi hurafelerin içine sürüklemektedirler. Mesela siz hiç Firavunla karşılaşmadınız mı? Ben çok gördüm, çok duydum bu Firavunları…
Yahudilikteki Hâmân rolüne bürünmüş, gerçek vazifesi insanlara doğru yolu göstermek olduğu halde, maalesef toplum içinde nefret uyandıran görüntü arzeden, camiye gelen on cemaatin beşiyle kavgalı olan, hastane pastane önlerinde yazdıkları muskalarla dinî bilgisi zayıf insanları sömüren, hocalık vazifesi dışında her iş gören Hâmânları görmediniz mi? Ben çok gördüm. (Allah için vazifesini doğru yapan kutsal mesleğin sahibi din görevlilerimizi hariç tuttuğumu Yüce Allah’ım biliyor siz de bilin). Ne yazık ki bu tipler hiçte azımsanamayacak kadar etrafımızı sarmış durumda…
İşçisinin, çalışanının hakkını ödemeyen, dünya yansa bir kalbur samanı yanmayan, zenginlik içerisinde, gösteriş ve kibirde tavan yapmış, komşusu-işçisi aç, borçtan aybaşını zor götüren, Kârun gibi zengin dediğimiz Kârûnları görmüyor musunuz? Ben çok gördüm…
Değerli Okurlarım,
İşin özü şu: Yüce Allah’ın Musa kıssasında bize örnek olarak seçtiği bu tipler, nefsin, arzu ve heveslerin insanların karşısına hangi şekillerde çıkacağına işaret etmesi bakımından son derece manidardır. Unutulmamalıdır ki; Allah’ı, âhireti, hesabı-Kitabı unutan insanın, bu üç düşmanın şahsında somutlaşan hevesleri ilah edinmesi kaçınılmazdır. Allah bizi heva ve hevesimizin, nefsimizin şerrinden muhafaza eylesin. Selam ve muhabbetle
Dr. Metin AVCI
Yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum hocam.Çok değerli bilgilerinizi bizlerle paylaşarak bizleri bilgilendirdiğiniz için çok teşekkür ediyorum
Hocam değerli bilgilerinizi okuyucularınla paylaştığınız için Allah razı olsun.
Hocam, ne güzel bilgiler bunlar Firavun, Haman, Karun, ben sadece Firavun duymuştum çok sağolun.
Çok güzel ve önemli bir konuyu kısaca çok güzel özetlenmiş ilmine ve kalemine sağlık.
Çok yerinde buldum,dostlarınla paylastim,sayın hocamız,saglikli ömürler dilerim,yüreğinize kaleminize saglik.
- s.
- 1