
MÜSLÜMAN KİMDİR?
25 Nisan 2020 13:39:16
Peygamber Efendimize sormuşlar: "Ey Allahın resulü, Müslüman kimdir?
Sizce ne cevap vermiş Allah Resulü?
Namaz kılanlar mı demiş?
Hayır...
Oruç tutanlar mı demiş?
Hayır...
Zekat verenler mi demiş?
Hayır...
Peki ne demiş Allah resulü?
"Müslüman o kimsedir ki; elinden ve dilinden, diğerlerinin emin olduğu kimsedir." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 224; İbn Hacer el-Heysemî, Mecmaü’z-zevâid, III, 268).
Sevgili dostlar,
Peygamber Efendimizin Müslüman tarifi çok net aslında. Hem de yoruma, açıklamaya gerek duyulmayacak kadar açık.
Elbette ki iyi bir Müslüman namazını kılacak, orucunu tutacak ve gücü nispetinde sosyal bir ibadet olarak tarif edebileceğimiz zekat görevini yerine getirecek.
Namaz ibadeti bedeni bir ibadettir. Yani sağlığınıza bağlıdır. Eğer sağlığınız yerindeyse namazınızı kılarsınız. Ama o kadar önemli bir ibadettir ki; hastayken bile kılınmalıdır. Çünkü dinimiz yattığınız yerden gözle bile kılınabileceğine cevaz vermektedir.
Ama oruç için sağlık şarttır. Sağlığınız yerinde değilse oruç tutmak yerine fitre vererek bu ibadeti yerine getirebilirsiniz. Çünkü oruç hem bedeni hem de mali bir ibadettir. Peki fakir insansa ve sağlığı yerinde değilse, yani hem sağlığı imkan vermiyor hem de kesesi el vermiyorsa ne olacak? İşte o zaman kulun işi duaya kalır. Ya da Dua ederek bu ibadeti yerine getirirsiniz.
Ama Zekat ibadeti öyle değildir. O mali bir ibadettir. Direkt olarak bir vicdan ibadetidir. Çok sevdiğiniz malınızdan ve paranızdan fakirin hakkını vereceksiniz... Bu kolay değildir. Çünkü nefis ben kazandım, ben çalıştım, fakir de çalışsaydı, yatmasaydı vs. gibi bahaneler üreterek, bu ibadete mani olmaya çalışır. Ne mutlu zekat ve sadaka vazifesini hakkıyla yerine getirebilenlere... Ve ne yazık zekatını vermeyerek fakirin hakkını yiyenlere, cehennemine odun hazırlayanlara.
Biz gelelim Müslümanın kim olduğu meselesine...
Eğer kazandığınız ve yediğiniz haramsa, namaz kılsanız ve oruç tutsanız bile, iyi bir Müslüman olamazsınız. Çünkü elinizden diğer kimselerin emin olması bu anlama gelir. El demek kazanç yolu demektir. Hatta deriz ki; karısının eline bakıyor, oğlunun eline bakıyor, babasının eline bakıyor vs. Yani kişinin elinin emeği helal yoldan olacak.
Ayrıca elinizle vurmayacaksınız, dövmeyeceksiniz en önemlisi de çalmayacaksınız. Eğer bu erdem sizde varsa, kıldığınız namazın ve tuttuğunuz orucun kıymeti var demektir. Zaten ne buyurmuş sevgili peygamberimiz:"Namaz sizi kötülüklerden alıkoymuyorsa kıldığınız namaz namaz değildir."
Gelelim Müslüman olmanın ikinci şartına... Dilinden diğerlerinin emin olduğu kimse Müslümandır...
Peki söylediklerinin neredeyse yarısı, belki de hepsi yalan olan insanlar ne olacak?
Doğruları gizleyen, uydurdukları yalanlar üzerine hayat kuranlar ne olacak?
Ağzıyla diliyle insanları kıranlar... Azarlayanlar, sövenler ve tehdit edenler... Siz müslümanmısınız?
Ya da siz yüce peygamberin tarif ettiği Müslüman kimse sınıfına giriyor musunuz?
Topluma yanlış haber sunanlar, şantaj yapanlar, yani sözüm ona kendini gazeteci, haberci olarak adlandırıp bu haltı işleyen zavallılar!Siz nasıl müslümansınız? Bence Müslümanlıktan öteye, sizin insan olup olmadığınız ele alınmalıdır diye düşünüyorum.
Şimdi gelelim işin özüne... Yüce Peygamber, ibadetlerin kabul şartını bir bakıma elimizin ve dilimizin selametine bağlamıştır. Bu aynı zamanda dinin ahlak boyutunu da işaret eder. Yani aynı zamanda Ehl-i beyt düsturu olan "elinden, belinden ve dilinden emin olmak" ilkesine.
Ne demek belinden emin olmak?
Bu; namus, onur, haysiyet, şeref vb. bütün bu güzel kavramlara sahip olmak demektir.
İş yerindeki çalıştırdığı veya beraber çalıştığı hanımefendinin namusunu, kendi namusu gibi görmek demektir.
Etrafındaki herkese namus çizgisini aşmadan bakabilmek demektir. Fazla ileri gitmek istemiyorum ama bunu yapamayan insan başını secdeden kaldırmasa ne yazar ki...
İş yerinde çalıştırdıklarından metres koleksiyonu yaptığını böbürlenerek anlatan adam müsveddeleri, bugün bize ahlak dersi vermeye kalkışıyorsa, hiç kimse kusura bakmasın Müslümanlık o kadar da ucuz değildir...
Bu yazımı şu duayla bitirmek istiyorum: Allahım! Beni aileme, akrabalarıma, arkadaşlarıma, hocalarıma, dostlarıma ve bütün insanlığa karşı iyi bir insan ve Müslüman eyle. İnsanlığımızı covid19 ve her türlü hastalıktan koru ve selamete erdir.
Sevgili dostlar! Ne yazık ki gerçekleri yazanlar sevilmez. Biz hep gerçekleri yazmaya çalışacağız ve gerçekleri yazanları seveceğiz.
Herkese hayırlı Ramazanlar,
Saygılarımla, Dr. Metin Avcı
Saygıdeğer Hocam,Herzaman halkımızı aydınlatsanıza teşekkür ederim.Ki ne yazıkki Müslüman denilen insanların sadece adı var kendisi yok,o müslümanım diyenlerden çektiğimi yıllardır yazdım,hesap gününü ölümü ve Rabbini düşünmüyorlar...Müslüman sözüne eline dile verdiği söze sadık herkese saygılı olandır,Türkiyemizin hali meydanda.Sözde Biz Müslümanız dediğimiz kendi Hükümetimiz 20 yıldan beri başımızda,güvendiğimiz dağlara kâr yağdı,bütün inandıklarımız bizi sattı, geriye 3 veya beş kişi kaldık.Rabnim hepimize gerçek müslüman Allahtan korkan hesap gününü düşünen insanlardan eylesin,saygılarımla
Sayin Dr. Metin Hocam, sag olun var olun, ne kadar dogru ve hakklisiniz. Allah sizden razi olsun. Hayirli Ramazanlar Efendim!
Sevenin çok olacağına belirttiğin özellikte az ve öz gerçek dostun olsun. Doğruları yazmaya ve yapmaya devam. Sevgi ve muhabbetle....
Yüreginize kaleminize saglik
Cok güzel yazmis siniz hocam
Tesekkür ederim
Ağzınıza yüreğinize sağlık değerli hocam.Allah ilminizi artırsın.selamlarimi sunuyorum.guzel ve etkileyici bir yazı olmuş.
Değerli hocam,sade bir dil ile hepimizin anlatmaya çalıştığınız konu için teşekkür ediyorum.
Örneklemeleriniz maalesef hakikat.
Kiymetli hocam çok teşekkürler hayırlı Ramazanlar selamlar. Rabbim sağlık afiyetler versin inşallah.