
EREĞLİ’DE AHALİ ARASINDA ÇATIŞMA VE TAKRİR-İ SÜKUN KANUNUN UYGULANMASI
26 Subat 2018 19:40:49
29 Ekim 1923 yılında ilan olunan cumhuriyetin ardından Türkiye Cumhuriyeti 3 Mart 1924 tarihinde Halifeliği kaldırarak laikleşme ve çağdaşlaşma adına çok önemli bir aşamayı geride bırakırken radikal ve hızla gerçekleştirilen devrimler muhalefet tarafından eleştiri konusu olmuştur. Lozan’da çözümü İngiltere ve Türkiye arasında yapılacak görüşmelere bırakılan Irak sınırını kendi istediği şekilde çözmek isteyen İngiltere için genç Türkiye Cumhuriyeti’nin dikkatini kendi iç sorunlarına yöneltme planı çerçevesinde 1924 yılında Nasturi, 1925 yılında da Şeyh Said İsyanları desteklenmiştir.
Bağımsızlığını bir kurtuluş savaşı ile kazanmış ve bu konuda tavizsiz bir tutuma sahip bir dış politika yürüten önder kadro hem dış saldırılar hem de devrimlerin yerleşmesi ve hızlanması adına meclisten 4 Mart 1925 tarihinde Takrir-i Sükun Kanunu’nu kabul çıkartmıştır. Bu kanun kapsamında düzenin sağlanması adına İstiklal Mahkemeleri de yeniden faaliyete başlamıştır.
İşte ülkenin böylesine hassas bir döneminde Ereğli’de 10 Ağustos 1925 tarihinde halk arasında bir arbede yaşanmıştır. Bu olay üzerine bu olaya karışan şahıslar Dahiliye Vekaleti Celilesi’nin ve Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti’nin 10 Ağustos 1925 tarihli ve 1006 numaralı tezkeresiyle Takrir- Sükun Kanunu gereğince İstiklal Mahkemesine gönderilmeleri teklif edilmiştir. Dahiliye Vekaleti Celilesi’nin(İç İşleri Bakanlığı) teklifi üzerine İcra Vekilleri Heyeti(Bakanlar Kurulu) 20 Ağustos 1925 tarihli toplantısında bu isteği kabul ve tasvib ederek söz konusu olaya karışanlar Gazi Mustafa Kemal’in ve diğer vekillerin imzalarının da bulunduğu İcra Vekilleri Heyeti(Bakanlar Kurulu) kararnamesi ile İstiklal Mahkemesine sevk edilmişlerdir.[1]
[1] Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, 080.18.01.01/015.54.16