EREĞLİ’DE MİLLİ MÜCADELEYİ ENGELLEME GİRİŞİMLERİ VE

MUSTAFA KEMAL’İN SULTAN VAHDETTİN’E TELGRAFI

Kıymetli okurlarım,

Mustafa Kemal, 15 Mayıs 1919’da İzmir’in işgalinin hemen ertesi günü 16 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuru ile İstanbul’dan Samsun’a hareket etmiş ve oradan hemen Havza’ya geçerek milli mücadelenin ateşini yakmıştır. Anadolu halkını memleketin içinde bulunduğu durumdan haberdar etmek ve onları milli mücadelenin içine katabilmek için hızla genelge ve kongreleri düzenlemiştir. Mustafa Kemal, üzerinde bulunan 9. Ordu Müfettişliği kimliği ve görevi ile Anadolu’da yer yer başlayan direnişi örgütlemek ve tek elden yönetilmesini sağlamaya çalışmış; O'nun bu faaliyeti İtilaf devletleri tarafından fark edilince Osmanlı hükümetine olan baskıyı artırmışlar ve hükümet tarafından Mustafa Kemal’e İstanbul’a dönmesi ve görevinin sona erdiği bildirilmiştir. Bu durum karşısında Mustafa Kemal Erzurum Kongresi öncesi askerlik görevinden ayrılmış olsa da Mareşal Kazım Karabekir'in himayesinde Erzurum’da toplanan kongrede doğu illeri adına oluşturulan Heyet-i temsiliye’ye (Temsil Heyeti) başkan seçilebilmiştir.

Ne var ki Mustafa Kemal’in arzusu milli mücadelenin başarıya ulaşabilmesi için Anadolu’da münferit olarak hareket eden tüm direniş cemiyetlerini tek merkezde toplamak ve yönetmek istemektedir. Bu maksatla daha Amasya Genelgesi’nde toplanacağı belirtilen Sivas Kongresi’nde bu arzusuna ulaşmış ve Tüm Müdafaa-i Hukuk cemiyetleri Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı ile tek çatı altında toplanmıştır. Yine bu kongrede daha önce Erzurum’da doğu illeri adına oluşturulan Heyet-i temsiliye tüm yurdu kapsar hale getirilmiştir. Mustafa Kemal de Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliye Reisi olmuş ve hem cemiyet hem de heyet başkanlığını üstlenerek Anadolu’daki milli mücadeleyi örgütlemeye devam etmiştir. Mustafa Kemal’in Anadolu’nun her köşesinde vatansever ahali ile müşterek olarak milli mücadeleyi örgütlemesi ve müdafaa-i hukuk cemiyetlerinin kurulmaya devam etmesi İstanbul’da bulunan İtilaf Devletlerini ve temsilcilerini endişeye sevk etmi bu da onların İstanbul hükümeti ve özellikle de Damat Ferid üzerindeki baskıyı artırmalarına yol açmıştır. Damat Ferid ve hükümetinin Anadolu’nun  genelinde olmasa da özellikle İstanbul’a yakın yerlerde sözünün geçtiği mutasarrıf e kaymakamlara müdafaa-i hukuk cemiyetlerinin faaliyetlerine engel olunmasını ve milli uyanışı bastırma emrini verdiği bazı memurlarında buna uygun davrandığı anlaşılmaktadır. Özellikle Ereğli, Bolu Adapazarı, İzmit ve çevresinde milli mücadelenin önüne çıkan engellerin aşılması için Mustafa Kemal’in Damat Ferid ve hükümetini bizzat padişaha şikayet ettiğini görüyoruz.

Mustafa Kemal, Milli Savunma Bakanlığı ATASE ATA- 2B Kolleksiyonu’nda bulup okuduğum ve bu yayının da konusu olan 28 Kasım 1919’da (28 Teşrinisani 1335) Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliye Reisi namı ile Sivas’tan Anadolu’daki vilayet, mutasarrıf, komutan, kaymakam, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Heyet-i Merkeziyeleri ve idarelerine hitaben Padişah Vahdettin’e yazmış olduğu telgrafı paylaşmıştır.

BeldeAnadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliye Reisi Mustafa Kemal telgrafında ²Ereğli, Bolu, Adapazarı, İzmit ve çevresinde faaliyet gösteren kuva-ı milliyenin Damat Ferid Hükümeti tarafından akıldışı ve ihanet içindeki hareketlerinden dolayı görevinin sona erdirilmesinin Padişah Vahdettin’ e arz edildiği, Damat Ferid’in vazifye devamı halinde İstanbul’a karşı hareket etmeye hazır olunduğunu, Padişahın da İtilaf Devletleri’nin bu duruma karşı tarafsız kalacaklarına olan inancını bildirdiğini ifade etmiştir. ²[1]

Söz konusu telgrafta Mustafa Kemal mevcut durum hakkında ve padişahın tavrı hakkında Müdafaa-i Hukuk Cemiyet yöneticilerini, vilayet, kaza ve ordu yönetimlerini bilgilendirirken padişahı Damat Ferid’den ayırmaya ve ona karşı daha olumlu bir bakış ve dil kullanmaya çalıştığı görülmektedir. Sözkonusu telgraf bir yandan da çalışmaları engellenen yörelerdeki Müdafaa-i hukuk idarelerine durumun kontrol altında olduğu ve milli mücadelenin örgütlrnmesine bir maninin olmadığı mesajını da vermektedir.

Kıymetli okurlarım görüldüğü gibi kongreler sürecinde Karadeniz Ereğli Kazası Damat Ferid’in direktifleri doğrultusunda milli mücadelenin örgütlenmesi adına yerel yöneticilerin baskısına uğramış ve söz konusu engellemeler Sivas’ta bulunan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliye Reisi Mustafa Kemal’e iletilmiştir.

O halde Karadeniz Ereğli’de o dönem kaymakamlık koltuğunda oturan kimdir.

Sabri Bey.

Cumhuriyetin ilk vilayetinde 19 Mayıs coşkusu Cumhuriyetin ilk vilayetinde 19 Mayıs coşkusu

Sabri Bey 1918-1920 yılları arasında Kdz Ereğli Kazası Kaymakamı olarak görev yapmıştır. Her ne kadar milli mücadele ilk dönemde Ereğli’de takibata ve baskıya uğrasa da Ahmet Nimet Hoca ve diğer eşrafın liderliğinde Ereğli’deki Fransız işgaline son vermeye muvaffak olmuşlardır.


* Tarih Öğretmeni, Tarih Araştırmacısı, [email protected]

[1] ATASE, ATA-2B,16/12,12-1

Editör: Haber Merkezi