DAĞA KALDIRLAN BİR İTALYAN MESELESİ EKSENİNDE BOLU LİVASI’NDA ASAYİŞ SORUNLARI VE MUSTAFA KEMAL’İN ALAPLI, EREĞLİ, ZONGULDAK MÜDAFAA-İ HUKUK CEMİYETLERİNE TELGRAFI

Burhan AKBAŞ

Kıymetli okurlarım bu yazımda 3 Şubat 1919[1] Pazartesi günü Kozlu’da bir İtalyan’ın eşkıyalar tarafından dağa kaldırılması ve olayın anılan tarihte Sivas’ta bulunan Heyet-i Milliye Reisi Mustafa Kemal’e intikali ve onun olayla ilgili alınması gereken emirlerini paylaşmak istiyorum.

Kıymetli okurlarım öncelikle I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı ordusunda çok ciddi sayılarda firari askerlerin bulunduğunu ve bunların kıtalarını terk ederek eşkıyalık faaliyetlerinde bulunduklarını hatırlatarak konuya başlamak istiyorum. Bu durum yörede gerçekten çok ciddi asayiş sorunlarına yol açmıştır.

Zonguldak Kozlu’da bir İtalyan’ın kaçırılması mevzuuna gelecek olursak İtalya vatandaşının Kozlu’da ne aradığı sorusu akıllara gelecektir?

Cevabı basittir: Kömür.

İtalya’nın Zonguldak’ta kömür maden ocakları vardır ve burada çalışan İtalyan amelelerin yanı sıra buraların güvenliğini sağlamak için İtalya Zonguldak’a 10 kişilik müfrezede çıkarmıştır.[2]

Havzada faaliyet gösteren çeteler çeşitli kereler gayrimüslim teb’a ve yabancılardan insanları dağa kaldırarak fidye talebinde bulunmuşlardır.

3 Şubat 1919 Pazartesi günü kimliğini tespit edemediğim bir İtalya vatandaşı havzada faaliyet gösteren eşkıyalar tarafından fidye almak gayesi ile dağa kaldırılır. İtalya Hükümeti vatandaşının kurtarılması için hem Osmanlı hem de Mustafa Kemal Paşa nezdinde girişimlere başlar.

Konu Mustafa Kemal’e ulaşınca İtalya’nın milli mücadele karşısındaki mülayim tavrını da muhafaza etme düşüncesi ile Anadolu Ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i temsiliye Reisi namı ile Mustafa Kemal Paşa Sivas’tan 7 Şubat 1919 tarihinde Sivas’tan Alaplı, Zonguldak Ereğli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri’ne şu telgrafı gönderir:

3 Kanun-u evvel (13)35’de bir İtalyan’ın Kozlu’da dağa kaldırıldığı haber alındı. Vatanın tahlisi(kurtuluşu) ve milletin istiklalini temin-i tamamiyesi ile teşkil etmiş olan cemiyetimizin en mühim vazifesi asayişi mahallinde idame-i istikrarına çalışmak olduğu malumdur. Bunun için hükümete müzaheret ve muavenet en mukarrer bir vazifedir. Asayişi ihlal eden ve ecnebileri dağa kaldırıp vatanımızın felaketini izhar etmek isteyenlere Müslüman denilemez. Bu gibi hainlerin tenkilleri her dindaşın vazifesidir. Bolu mutasarrıflığı olarak takibat hususunda milli müfrezeler ile muavenet olunması ve mezkur İtalyan’ın bir an evvel tahlisi rica olunur.[3]

Mustafa Kemal Paşa yöre halkına hitaben Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk vatanın kurtuluşu ve milletin tam bağımsızlığını temin etmek için kurulduğunu ayrıca cemiyetin en önemli vazifesinin de sürekli olarak güvenliği  sağlamak olduğunu bunun sağlanması için de bu konuda hükümete yardımcı ve destek olmanın halkın en önemli vazifesi olduğunu belirtip Halkın güvenliğini ihlal edenlere ve yabancıları dağa kaldırarak vatanımızın felaketine yönelik gayret sarf edenlere Müslüman denilemeyeceğini belirtmiştir. Bunun gibi fiillerde bulunanların ortadan kaldırılmasının da her dindaşın görevi olduğunu, eşkıyaların takibi için Bolu Mutasarrıflığı’na milli müfrezeler ile yardımcı olunarak söz konusu İtalyan’ın kurtarılması hususunda ricada bulunmuştur.

Görüldüğü üzere Mustafa Kemal Paşa’nın telgrafında dağa kaldırılın İtalyan vatandaşından 3 Kanun-u evvel 1335’te yani miladi takvime göre 3 Aralık 1919 tarihinde haber alındığını ifade etmiştir. Dolayısıyla diğer telgraflarda olayın gerçekleştiği tarih çelişmektedir. Mustafa Kemal’in 27 Aralık 1919’da Sivas’tan Ankara’ya ulaştığı göz önüne alındığında olayın 3 Aralık 1919’da gerçekleşmiş olması gerekir.

 Mustafa Kemal Paşa yörede asayişin sağlanması ve halkın desteğini almak için yöre halkına çektiği telgraf sonrasında Sivas’tan Bolu Mutasarrıfı Haydar Bey’e hitaben 9 Şubat 1919 tarihinde Zonguldak havalisindeki genel asayişsizlik durumu ve çetelere karşı alınması gereken tedbirleri ele aldığı yeni bir telgraf çeker. Mustafa Kemal Paşa Bolu Mutasarrıfı Haydar Bey’e özetle[4] Kozlu tarafında bir İtalyan’ın 3 Şubat 1919 tarihinde dağa kaldırıldığının haber alındığını, Alaplı, Zonguldak ve Ereğli’de milli teşkilatın bulunduğunu eşkıyanın takip edilmesi için milli müfreze ile takviyesi edilerek bir takip müfrezesinin kurulmasını rica etmiştir. Telgrafın devamında Mustafa Kemal Paşa liva dâhilinde (Bolu) asayişsizliğin çok yaygın büyük bir üzüntüyle duyduğunu belirttikten sonra liva dahilindeki asayişsizliği önlemek için çözüm önerilerini sıralamıştır. Buna göre livada asayişi temin için özellikle köy bekçilerinden başlanarak mahalle ve köylerde muteber şahısların silahlandırılarak mahallin asayiş ve huzurunun bir an evvel sağlanmasını yine bunun için jandarma aracılığıyla olabileceği gibi köylerdeki kendilerini müdafaa gücüne gelmiş gençlerden Birinci Fırka’ya bağlı müfreze oluşturulması istemiştir. Mustafa Kemal Paşa livada asayişin temini için alınacak önlemleri sıraladıktan sonra kendisine söz konusu tedbirlerin yerine getirilip getirilmediğine ilişkin bilgi verilmesini de istemiştir.

Bolu Mutasarrıfı Haydar Bey’in livada bulunan Müdafa-i Hukuk Cemiyetleri’ne Anadolu Ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Reisi ve Heyet-i Temsiliyye Reisi Mustafa Kemal’in talimatlarını ilettiğini anlıyoruz.[5]

Ereğli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Reisi Hakkı 10 Şubat 1919 tarihinde Ereğli’den Sivas’a Mustafa Kemal Paşa’ya çektiği telgraf ile söz konusu İtalyan ile ilgili zatıâlilerinin emirlerinin uygulandığı ve İtalyan Vatandaşının kurtarılması için Zonguldak’a da bilgi verildiğini belirtmiştir.

Kıymetli okurlarım yukarıda Milli Savunma Bakanlığı Askeri Tarih Arşivi’nde bulunan ve tarafımca okunup sizlerle paylaştığım belgeler mütareke döneminde yöremizde çok ciddi asayiş sorunlarının yaşandığını ortaya koymaktadır. Sorunun çözümü için de halkın desteğine ihtiyaç duyulmuş, halktan güvenilir kişilere silah verilerek köy ve mahallelerin güvenliği için müfrezler oluşturulma yoluna gidilmiştir.

Belgeler açıkça Alaplı’da da Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin varlığını ortaya koymaktadır. Hemen Alaplı’nın yanında yer alan Akçakoca ve Düzce’de Çerkez Ethem’in gücü ve etkisi söz konusu iken ve hatta zaman zaman Alaplı’nın Çerkez Ethem’in tehdidi altında iken Mustafa Kemal’den yana tavır aldığı ve Alaplı Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kurulduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki cemiyetin reisi ve üyeleri hakkında şu an için bir belgeye sahip değiliz lakin bu cemiyetlerin eşraf, asker ve sivil bürokrasiden kişilerin katılımıyla kurulduğu düşünüldüğünde ve Alaplı’nın o dönemde nahiye sıfatını kaybettiği göz önüne alındığında cemiyetin etkin grubunun eşraf olduğu söylenebilir. Yine henüz milli mücadelenin örgütlenme aşamasında iken Mustafa Kemal’in Heyet-i Temsiliyye Reisi namı ile Anadolu’nun ücra bir köyü olan Kozlu’daki asayiş olayını bile yakından takip edip yördeki mutasarrıfa ve müdafaa-i hukuk cemiyetlerine konu ile ilgili talimatlar verdiğini görüyoruz.

Mustafa Kemal bir yandan Anadolu’da antiemperyalist bir savaşı örgütlerken Anadolu’a emperyal gayeler ile bulunan bir yabancı devletin vatandaşının kurtarılması için çaba sarf etmiştir. Anadolu’daki mücadelenin kök salıp kuvvetlenmesi aşamasında Anadolu’da nispeten daha ılımlı bir siyaset izleyen İtalya’nın da karşı tarafa geçmesini engellemeye çalışmıştır.


* Tarih Öğretmeni, Tarih Araştırmacısı, [email protected]

[1] Rumi 3 Şubat 1335

[2] https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/20780(Dr. Ali Sarıkoyuncu, Milli Mücadele Döneminde Zonguldak Kömür HavzasındaFransız-İtalyan Rakabeti Ve İtalya’nın Faaliyetleri, s. 579-586)

[3] ATESE,  ATA-2B, K.10. D.335 F.24, 54-2

[4] ATESE, ATA-2B, K.10. D.335 F.24, 54-1

[5]ATESE,  ATA-2B, K.10. D.335 F.24, 54

Editör: Haber Merkezi